KİME NE?
Gözümüzden akan bütün kanlı yaş,
Tane tane döküyoruz kime ne?
Türk köylüsün açlık yener arkadaş,
Bu buhranı çekiyoruz kime ne?
Kuru ekmek boğazımda kalıyor,
“Tahmin yazsın” diye memur salıyor.
Harmandan çıkanı ofis alıyor,
Arpa, buğday ekiyoruz kime ne?
Babam erken kalkıp çifte giderken,
“Bir ekmek var, kuru, yavan ye” derken
Jandarmalar evi haciz ederken,
Boynumuzu büküyoruz kime ne?
1943-Ankara
DÜŞÜN!
Zengini yaparsın başının tacı,
Aç-susuz kalanın hâline acı.
Büyüğü, küçüğü karaborsacı!
Dürüst insanların hâlini düşün!
Halkın gözü vardır, nasıl bakmasın?
Biraz insaf et ki sizden bıkmasın.
Yeter maaş ver ki sesi çıkmasın;
Bir de memurunun hâlini düşün!
Rüşvet ye, mirasçı malını bölsün...
Sen öl ki onların yüzleri gülsün.
Fakiri düşünme, acından ölsün(?)
Ancak yandaşının malını düşün!
Hürriyet ölüyor ellerinizde,
Merhamet, vicdan yok hiç birinizde!..
Altmış üç vilayet var emrinizde,
Kendi hem şehrini, ilini düşün!
Der Habib Karaaslan: Gelip geçersin.
Ecel şerbetini bir gün içersin.
Gün gelir dünyadan sen de göçersin,
Oraya giderken yolunu düşün!
1/11/1945-Ankara
BUGÜN
“Açlığa dayan” diyenler
Yetim hakkını yiyenler,
Halkı ezmek isteyenler,
Muradına erdi bugün.
Milleti avutmak için,
Varlığını yutmak için,
Benim ağzım tutmak için,
Parti bahşiş verdi bugün.
Karne ile ekmek verir,
Tarlada ekini görür.
Toplanan siloda çürür,
Tam güneşe serdi bugün.
Her işe hile katacak,
Haklıyı işten atacak,
Hırsızı başta tutacak,
Biraz rüşvet yerdi bugün.
Millete kurulmuş tuzak,
İçimden geliyor kızmak.
Kanı temiz Emin Sazak
Gördüm doğru ferdi bugün.
Halkımın derdi azıyor,
İçimde yaram sızlıyor.
Gazeteler ne yazıyor?
Tazelendi derdi bugün.
Habib söyler teker teker,
Milletin yasını çeker.
Hasan Saka, Recep Peker
Görsem yiğit, merdi bugün…
11/7/1945-Ankara
BENİ DİNLE!
Karaborsacılar oldular ağa,
Sırtını dayamış bir karlı dağa.
Şakşakçılar çıktı oy toplamağa
Partide harcırah para kalmadı.
Çorba yoktur halkımızın tasında,
Şimdi herkes sandalyenin yasında…
Bugün sekiz yıldır Halk Partisinde
Halka açılmadık yara kalmadı.
Köyümde çiftçilik yapar genç kızlar,
Çalışır, ıstırap içinde sızlar.
Gözü doymaz, intikamcı hırsızlar!
Benim köyüm gibi dara kalmadı.
“Andımız” demiştik alt okuna,
Bu sözlerim haksızlara dokuna.
Malı, mülkü sattık vergi yoluna,
Evimde yakmaya çıra kalmadı.
Değiştir yolunu, gitme bu ize.
Pişman olursunuz, acırım size!
Yakın günde kurtulmazsak vah bize!
Ağlamaktan başka çare kalmadı.
Der Habib Karaaslan: Bu işler bitmez,
Ölse de koltuğu bırakıp gitmez...
Partinin yardımı kendine yetmez,
Fakir, fukaraya sıra kalmadı.
31/5/1946-Ankara
KOZAN KONGRESİ
Husumet adı metindir,
Halkla uğraşma, çetindir!..
Hâkimiyet milletindir,
Darılmayın Halk Partisi.
Seçilerde ele değil,
Tasniflerde hile değil.
Millet siz e köle değil,
Kırılmayın Halk Partisi.
Türkler benzemez koyuna,
Tarihlerde bak soyuna!
Tazyikle halkın oyuna,
Sarılmayın Halk Partisi.
Perişandır yoksul hâli,
Soldurmuşlar, yeşil, alı...
O koltuk milletin malı
Kurulmayın Halk Partisi.
Halk, Demokrat özü ile,
Seçimdeki kozu ile.
Hilmi Uran sözü ile,
Yorulmayın Halk Partisi.
Yükselir Demokrat sesi,
Burada aldım nefesi.
Kozan İlçe Kongresi...
Durulmayan Halk Partisi.
Der Habib Karaaslan: Serin,
Kozan Kongresi derin!
Gerv hakkı işçilerin,
Darılmayın Halk Partisi.
29/1/1950
DEMOKRAT MARŞI
On dört Mayıs düğünü,
Gör yurdun şenliğini!
Millete benliğini,
Veren Demokratız biz.
Şarka, garba ün atan;
Şenlenecek bu vatan.
İnkılâplar yaratan
Türk’üz Demokratız biz.
Varlığına inanan,
İstiklâli kazanan,
Kore boyu uzanan,
Mehmet Demokratız biz.
Sandık başına varan,
Sözünde sadık duran,
Çalışarak başaran,
Yılmaz Demokratız biz.
Cephede hasmın yenen,
Kuvvetiyle övünen.
Milletine güvenen,
Toplu Demokratız biz.
13/11/1950-Ankara
BİZDEDİR
Hiçbir millet Türkler kadar mert değil,
Özü doğru Koçyiğitler bizdedir.
Memlekete hâkim olan fert değil,
Büyük millet, hâkimiyet bizdedir.
Çalışıp da kazancını yiyemez,
Vesaitsiz, köye yaya gidemez.
Başka parti bizi memnun edemez,
Çalışkan çiftçinin ehli bizdedir.
Allah bu millete çok ömür versin.
Mesleğinden olan meclise girsin.
Her çalışan sınıf refaha ersin,
Onların erbabı, ehli bizdedir.
Tiryaki olanlar içemez tütün,
Hayat pahlıdır artık büsbütün!
Milletin menfaati her şeyden üstün,
Bunları düşünen fikir bizdedir.
Memleket derdini düşün her yanda,
Milletin sevgisi yaşıyor canda.
Parti farkı gözetmeyiz vatanda
Kardeşlik sevgisi, hissi bizdedir.
Yüz yıldır kazancın ettiler talan,
İnan ki sözlerim değildir yalan.
Refahtan, fikirden... hep mahrum kalan
Yurdun efendisi köylü bizdedir.
Der Habib Karaaslan: Düşme telâşa,
Hareket Partisi geçmeli başa.
Refahla, saadetle millet hür yaşa.
Sizi seven milliyetçi bizdedir.
VAR
Cumhuriyet kaç yaşında?
Çapakları var kaşında.
Komünistler iş başında
Ölene dek durası var.
Bizim evdeki kediler,
Eti, kemiği yediler.
Nuri Demirağ dediler,
Yeni parti kurası var.
Çalış, emeğin boş yere,
Eziyet yaparlar ere.
Hainlerden şef olur mu Türklere!
Ta ezelden yarası var.
İşinden attığın hangi yandadır?
Ararsanız, bozukluğu kandadır.
Liderleri Abdülhalık mandadır.
Düşüncede karası var.
1960-Ankara
İKTİDARIN TUTUMU
Vaatlerle millet hakkın yediler,
Harcayarak başkentlerde yatana…
“Demokrat’ın devamıyız” dediler,
Bakın şimdi bize tekme atana!
Ne biçim idare, nasıl zihniyet!
İşsizlik, içimi kemren bir dert...
Fabrika, sanayi istiyor millet.
Gökdelenden ne fayda var vatana?
Nutuk hazır, seçimlerde beklendi.
Bütçelere harcamalar eklendi.
Kazançsız millete zamlar yüklendi,
Acımazlar malın mülkün satana!
Hangi sözler birbirini tutuyor?
Büyük balık, küçükleri yutuyor.
Pahalılık günden güne artıyor,
Oy mu verir derdine dert katana?
Yoklamaya liste başı girelim,
Petrollerin kazancını görelim...
Adalet’e biz nasıl oy verelim?
Yurt gelirin zamlı zamlı satana!
Der Habib Karaaslan: Yandık desene!
Rüzgâr esti, zamlar doldu kesene.
Kırat’ın tekmesin yedik dört sene,
Varol derim dizginini tutana!
BAKANLIKLAR
İnönü bağlıyız cumhuriyetine,
Emeğiniz çoktur Türk Milleti’ne.
Bütün idareyi almış eline,
Başbakan millete yolu gösterir.
Haklıyı haksızı ayırmak için,
Savcısı suçluyu duyurmak için,
Cezalıya hapis buyurmak için,
Adalet, mahkeme yolu gösterir.
Millî müdafaamız şerefler bulsun,
Çalışsın fabrika, cephane dolsun.
Malımız, canımız hep senin olsun
Düşmanları bize, ölü gösterir.
Çalışıp yürürüz daim ileri,
O zaman işimiz hiç kalmaz geri.
Memleket içinde polis işleri
Dâhiliye halka kolu gösterir.
Vatanımız için gayret güderek,
Her bir memlekete gelip giderek,
Ecnebiler ile temas ederek
Hariciye her an hâli gösterir.
Bilinmez köyleri evvelden neyi,
Şimdi kamyon ile geliyor beyi.
Şoseler yapılmış, asfalttan iyi
Nafia köprüden seli gösterir.
Borcunun gününü geçirme sakın,
Elinden servetin uçurma sakın.
Tahsildardan sırgat1] kaçırma sakın,
Maliye bakanı malı gösterir.
Mektepler açıldı köylere bile,
Hevesimiz vardır bu yeni dile.
Okuma, yazmayı her lisan ile,
Maarif bakanlığı dili gösterir.
Gayretle derslerden sınıfı geçin,
Sıhhiye bakanı çalışır niçin?
Her bir hastalığı gidermek için,
Doktorlarla sıhhat yolu gösterir.
Evvel Avrupa’nın bizdik hastası.
Artık bu dünyanın olduk ustası.
Telefon, telgraf sonra postası,
Münakalât, demiryolu gösterir.
Çalışmakla geçsin baharlar, yazlar.
Tarlaya dökülsün gelinler, kızlar.
Emek çok olursa her şey ucuzlar,
Ziraat Bakanı bolu gösterir.
Sarf eyleme elde olan varından,
Azı gitsin, çoğu kalsın yarından.
Odun, kömür ağaçları korudan
İktisat ormanda gülü gösterir.
Tütün içip öksürerek kalanlar,
Genç yaşında türlü dertler alanlar.
Rakıyı çok çekip sarhoş olanlar,
Gümrük İnhisarlar deli gösterir.
Der Habib Karaaslan: Böyle kalacak,
Birini verince, birin alacak.
Alım-satım işi temiz olacak,
Ticaret Bakanı kılı gösterir.
İNÖNÜ’YE ARZUHAL
Çankaya’da yaşamaya alıştın,
Nice koltuklara kuruldun paşam.
Seksen yıldır bu vatana çalıştın,
Biraz da dinlensen, yoruldun paşam!
Elinizde sopanızdır Altıok
Partileri çoğaltmakta fayda yok.
Devrinizde bu millete baskı çok
Neden bu millete kırıldın paşam?
Millet üşümüştür, izinden saptı.
Yeni teşkil eden partiye taptı.
Çorçil’den ders al, bak neler yaptı!
Sense bir partiye sarıldın paşam!
Gününüzde millet almadı nefes,
İstifa etmeni istiyor herkes.
Devri sabık yaratmadı Menderes,
O zaman su gibi arındın paşam...
“Hakkıcığım” diye Tonguç sesledin,
Nice methiyeci şair besledin!
“Toprak Reformuna” çok heveslendin,
Neden çiftçimize kırıldın paşam?
İntikamda, ihtirasta yellisin[2]
Paralarda resmin ile bellisin!..
Evvel millî idin, şimdi dillisin,
Saltanat peşinde yoruldun paşam.
Der Habib Karaaslan: Çok şeyler dedin,
Eski dostun Maraşal’ı sevmedin...
Partiler üstünde bir kuvvet idin,
Fakat ihtirasa kapıldın paşam...
SEÇİM DESTANI
Solu tutup, sağcılara çatarlar
Fırsat olsa iftira da atarlar.
Otuz yıldır yan gelerek yatarlar,
Uykulara daldı şu Halk Partisi.
Yıllarca milletin emeğin yerken,
Nis bile hayale kapıldı erken.
“Ortanın solunu seçelim” derken,
Solda sıfır kaldı şu Halk Partisi.
Milleti bekletti hayli zamandır.
Gittiği yollar da tozdur, dumandır.
Miras elden gitse hâli yamandır,
Nalları dökecek Kırat Partisi.
Kürsülerde on bardak su içilir,
Bir partiden bir partiye göçülür.
Nutuk, masal ile vakit geçirir,
Vazifeden kaçar şu Millet Partisi.
Ziyafet verilir, yemekler yenir,
“Millet iradesi sağlamdır” denir.
Kimi sağcı, kimi solcu didinir,
Esas milliyetçi Türkeş Partisi.
Der Habib Karaaslan: Bağrımız yandı,
Kuru vaatlere çabuk inandı.
Nutuk dinlemekten millet usandı,
Benim nazarımda Köylü Partisi.
LİDERLERİN AĞZINDAN
İNÖNÜ der: Artsın şöhretim, şanım.
Muhalif kalırsam sıkılır canım.
Otuz yıldır değişmeyen başkanım,
Seçimleri kaybederim ne çare!
DEMİREL der: Taze açan gülüme,
Hizipçilik çabuk girdi ilime.
Terlemeden miras geçti elime,
İşim ağır, tez yoruldum ne çare!
ALİCAN der: Partilerde yetiştim,
En sonunda liderliğe eriştim.
Kabinede bakanlarla görüştüm,
Hiçbir işe yaramadım ne çare!
BÖLÜKBAŞI der: Her yana gittim,
Miting meydanına kuş gibi yettim.
Uzun yıllar, pek çok sözler sarf ettim,
Hiçbir sözüm tutulmadı ne çare!
AYBAR der ki: kalem tuttu şu elim.
Bina olmaz gayet çürük temelim.
İşçilere nifak sokmak emelim,
Millet bana yakın olmaz ne çare!
FEYZİOĞLU der ki: Şu genç yaşımda,
Ecevitler grubu var karşımda.
Eski bakan arkadaşlar başımda,
Paşamızın planıdır ne çare!
TÜRKEŞ der ki: Sağ kaldıkça bu canım,
Hırsızlardan temizlerim vatanım.
Masonlarla, komünistler düşmanım,
Millet beni geç anladı ne çare!
Der Habib Karaaslan: Ben yine şaştım!
Coşkun sular gibi çağlayıp taştım.
Partilerle diyar diyar dolaştım,
Bir tek külah kapamadım ne çare!..
KIRAT DESTANI
Elinde sanatı yok “Kıratım” dersin.
Helâlı, haramı demeyip yersin.
Allah bu millete çok ömür versin,
Ağırdır bu yükü çekemez Kırat!
Taksi varken ata hiç kimse binmez.
Bu devirde atın kazancı yenmez.
Motor olmayınca dönüm tükenmez,
Tarlaya tohumu ekemez Kırat!
Atın karşısında bir Altıok’tur,
Bu Altıok’un da hüneri çoktur!
Zaman kaybetmeye sabrımız yoktur,
Düz asfalt yollarda sekemez Kırat!
Motorlu araçlar yolu tıkıyor,
Kuru vaatlerden millet bıkıyor.
Eller hep fezaya, Ay’a çıkıyor,
Buluttan yağmuru dökemez Kırat!
Der Habib Karaaslan: Kalbimde bu hız.
Sütten peynir yapılmıyor mayasız.
Tonlarca da arpa yese faydasız!
Demiri, çeliği bükemez Kırat!
TÜRKÇÜLÜK VE KOMİNİSTLİK
Türkçünün bahçede gülleri solmaz,
Vatan-millet aşkı yanar özünde.
Komünistte iman olmaz, din olmaz
Yalan, riya olur onun sözünde.
Toplu bir milleti içinden fitler,
Kamplara ayırıp, dilleri kitler.
Bir zümrenin kölesidir milletler,
İnsanlığı sıfır görür gözünde.
Müslümanlık ve zenginlik taşlanır,
Kardeşlikle dostluk içten haşlanır.
İşsizlikle, sefaletle başlanır...
Böylece ürerler dünya yüzünde.
Eski Türkler şan vermişti cihana,
Haçlı ordusunu boyamış kana.
Ana-baba gibi millete yana
Türklük aşkı yanar onun içinde.
Dünyaları fethetmişti dedemiz,
Onların torunu değil miyiz biz?
Atamızı nasıl inkâr ederiz!
Yürüyelim atamızın izinde.
Der Habib Karaaslan: Tutalım işi,
Var mı bu milletin dünyada eşi?
Türk Milleti birbirinin kardeşi
Vatan-millet aşkı yanar özünde.
KARDEŞİMİNMEKTUBUNA CEVAP
Halk Partisi yine bize zulmeder,
Verilen oyumuz tüm boşa gider.
Demirel de tecrübesiz bir lider,
Disiplini yoktur darılma kardeş.
Şahsi menfaati seçenler burda,
Bir gece içinde göçenler burda.
Vatan cephesine geçenler burda
Temelsiz partiye sarılma kardeş.
Saltanatla “millet malı ye” dendi,
Her devirde dalkavuklar gönendi.
Alican da uzun yıllar denendi,
O’nun da peşinde yorulma kardeş.
Vatandaşın gözü devlete bakar,
İşsizlik halkımın canını yakar.
Bölükbaşı tenkitçidir, sert çıkar
Gücenip sözüne kırılma kardeş.
Tohum ektik hasadını biçmedik,
Kuru kuru bir inattan geçmedik.
İşe yarar adamları seçmedik,
Kabahat bizimdir darılma kardeş.
Der Habib Karaaslan: Yiyip, içmeli
Yaylamıza rahat konup göçmeli.
Türkeş’i de “önder” diye seçmeli,
Alparslan izinden ayrılma kardeş.
14/8/1965)-Ankara
BÜYÜK TÜRKÇÜ SAYIN ALPARSLAN T ÜRKEŞ’E
Türkçüsün, Türklüğe harcarsın canı.
Hırsızlarla doldu yurdun dört yanı.
Komünizmin, masonluğun düşmanı
Bunların tahtını yıkacak Türkeş!
Kızılların kucağına kaçtılar,
Halkla, asker arasını açtılar.
Türk yurduna hayli nifak saçtılar,
Hainin canını yakacak Türkeş!
Kızıl şeytan koparamaz bu bağı,
Mevki için istemedin uzağı.
İnönü’nün bu kaçıncı tuzağı!
Elbet bu tuzaktan çıkacak Türkeş!
Bugünkü keşmekeş nasıl zillettir!
Koltuk derdi, şifa bulmaz illettir.
Senin derdin mevki değil, millettir.
Türlüğün derdine bakacak Türkeş!
Sen temizlen yurttan kızıl şeytanı,
Millet için suçsuz hapis yatanı.
Irk, mezhep davası sarmış her yanı,
Millet bu gidişten bıkacak Türkeş!
Türk oğluyuz, Türkçülüğü özleriz.
Türk yurduna can verecek bizleriz.
“ÖNDER” diye yolunuzu gözleriz,
Millet peşinizden akacak Türkeş!
Der Habib Karaaslan: Öz Türk oğluna
Allah kuvvet versin Türk’ün koluna.
Ben canımı adamışım yoluna,
Komünist baskısı kalkacak Türkeş!
[1]Eskiden köy ve yaylaları gezerek, koyunların ve diğer sığırların sahiplerini kaydeden vergi memurları.
|