Ankara’dan senin için gelmiştim,
Bir kez mâh yüzünü göreyim diye.
Kısmetine neler neler almıştım...
Tutup da eline vereyim diye.
On üçünde, on dördünde yaşların,
Kalemle çizilmiş hilâl kaşların.
Seni yuvasına alan kuşların,
Geldim kanadını kırayım diye.
Her zaman peşinde yaylaya göçtüm,
Aşkın badesini elinden içtim.
Kilitli kapına bakarak geçtim,
Evde mi? Yanına varayım diye.
Sevdiğim yaylada gözünü süzere,
Tarayıp zülfünü gerdana dizer.
Belki üzgün, belki yaslı da gezer;
Geldim hatırını sorayım diye.
Der Habib Karaaslan: Göresim gelir,
Görünce yanında kalasım gelir.
Ben, onu sineme sarasım gelir,
Dünyada bir sefa süreyim diye.
Habib KARAASLAN
|